Beşiktaş Dinamo Kievli oyuncu Shevchenko'nun kafasından bir gol yedi. Bu yenen gol tam bir defans hatasıydı.
Kornerler genellikle ceza sahası içine atılır. Kaleciler de o sırada kale çizgisindedirler. Rakip oyuncu topa vurursa çok yakından bir vuruş olur. Burada kalecilerin refleksleri önem kazanır. Eğer top direk dibine giderse bu topu kalecilerin çıkarması çok zordur. Kaleci direğe yakınsa topu çıkarmak için atladığında direğe çarpabilirler. Tedirgin bir atlayış yapmak zorunda kalırlar. Genellikle de topa dokunurlar ama yönünü değiştiremezler. Uzaklarsa da oraya kadar uzanmaları neredeyse imkansızdır. Bu sebepten dolayı kornerlerde direk diplerine birer oyuncu koyarlar. Direğe yapışmaları gerekir. Kaleciler için kale yarımşar metre kadar da küçülmüş olur bu sayede ve direğe çarpma riski de ortadan kalkmış olur.
Shevchenko yakın mesafeden topa kafa vurdu. O anda direğe yapışması gereken İsmail, direkten yarım metre uzaktaydı. Dolayısıyla hem topa müdahale edemedi, hem de kaleciye engel oldu. Direğe yapışmış olsaydı çok rahat bir şekilde golü önlemiş olacaktı. Bunu daha küçük yaşta öğrenmesi gerekirdi. Teknik direktör maçın kasetini oyunculara izlettirecek ve hatalı pozisyonlarda neleri yapmaları gerektiğini anlatıp, antramanlarda da teker teker ve tekrar tekrar çalıştıracak yoksa Beşiktaş her geçen gün kan kaybedecek.
17 Şubat 2011 Perşembe
4 Şubat 2011 Cuma
Bu nasıl defans Galatasaray?
Galatasaray'da her şey değişiyor ama sahada oynanan futbol değişmiyor. Hemen hemen hiç kimse de Galatasaraylı yöneticilere bunun sebebini sormadılar, anlayamadığım nedenlerden dolayı. Ben burada özellikle Galatasaray'ın defansından bahsetmek istiyorum.
Önceki yazılarımın birinde Galatasaray'ın 2010 yılı sezon başı değerlendirmesini yapmıştım (http://muratbb.blogspot.com/2010/07/galatasarayn-2010-sezon-bas-analizi.html ) Burada defans için Avrupa Kupası maçında yapılan hatalara da değinmiştim. O maçta yapılan hataları bu maçın üzerine koy tıpa tıp aynı çıkar. Aradan aylar geçti ama Galatasaray'da hiçbir şeyin değişmediğine şahit oluyoruz.
Önce sezon başına gidelim. Avrupa maçlarıyla GS sezona başladı. Rakipleri çok zayıftı ama neredeyse hepsinden gol yedi. OFK Belgrad'ı deplasmanda 5 golle eleyebilmiş olmasına rağmen, kendi sahasında 2 tane gol yemiş ve yenmeyi başaramamıştı. Sonraki rakip Karpaty Lviv'di. ( Maçı izlemek için: http://www.nationalturk.com/galatasaray-karpaty-lviv-genis-ozeti-golleri-5630018 ) Maçın 34. dakikasınında Karpati bomboş ortasahadan ani atağa kalkıyor. Kozhanov defans arkasına sarkıyor ve tutamıyorlar. Sahanın diğer tarafında Servet'in arkasında yine bomboş durumda olan Kuznetsov ön direğe koşarak bir dokunuşla rahatça golünü atıyor. 2. golde ise sol tarafta yine boş durumda 2 oyuncu paslaşarak çizgiye iniyor. Arka direğe ortasında bir başka boş isim Zenjov bir dokunuşla 2. gollerini kaydediyor.
Buna benzer o kadar çok gol yendi ki sonrasında, yaz yaz bitmez. Ben sezon başından en son oynanan maça atlıyorum. Amaç değişen Hiçbir şeyin olmadığını göstermek.
Gaziantep maçındayız. Bu maçı izlemek için: http://www.trt.net.tr/trtziraatturkiyekupasi2010/videogaleridetay.aspx?MedyaKodu=d1476118-86fa-44ca-a0b3-b356b4dca50d&Baslik=Gaziantepspor%20%20%20Galatasaray%20%C3%96zet
Gaziantepli Zurita defans arkasına bir pas atıyor. GS defansı yine kaçırıyor. Bomboş pozisyonda ceza alanına yerden orta yapıyor. Yine bomboş pozisyondaki Cenk topu bir dokunuşla ağalara gönderiyor. Korner kullanılıyor yine ceza sahası içinde boş bir oyuncu ve bir vuruşla golünü atıyor. 11 oyuncu o küçük ceza sahası içinde nasıl bomboş oyuncu bırakırlar, şaşılacak bir şey. Gelelim 3. gole... Cenk 4 GS'li oyuncu arasında topu göğsüyle alıyor, düzeltiyor, önünü açıp vuruyor. Oysaki bırak topla buluşmasını defansın Cenk'e top göstermemesi gerekir. Hatta Cenk'in yanında bir GS'li olsa Sosa ona pası atmazdı.
Futbol genç takımlarda öğretilir. Yaşın 10 civarı ve hatta daha küçüktür. Orada hocaların defans oyuncularına söyledikleri ilk şey rakibine yakın oynayacağındır. Rakibinin ensesinden ayrılmayacaksın ve topla buluşmasını engelleyeceksin. Asla boşta adam kalmayacak. Bunun için defansın ortasında ve en gerisinde oynayan oyuncu görevlendirilir. Bu kişinin görevi adam tutmak değil, boşta olan oyuncuları tespit edip, kendi arkadaşlarını uyararak yönlendirmesidir. 6-7 yaşındaki çocuklar dahi bunu öğrenip uygularken, GS'li oyuncuların becerememesi düşündürücü bir olaydır.
Birilerinin Galatasaray'a defansın nasıl yapılacağını öğretmesi gerekir, haksız mıyım?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)