17 Eylül 2014 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi mi, hazırlık maçı mı?

"Galatasaray ile Anderlecht arasında oynanan futbolu andıran oyundan galip takım çıkmadı" maçın kısa özeti oluyor.

Günler öncesinden Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağı maç için, beraberlik bile çok iyi olur demiştim. Üstelik maç Türkiye'de idi. Maç başladı... Tek kale oynanıyordu. Galatasaray yükleniyor, Anderlecht kendi yarı alanında savunma yapıyordu.

Ama maalesef akılla futbol oynamayan ülkemiz oyuncularının, akılsızca bir hatası golü getirdi. Rakip 3 kişiyle geldi. Ceza alanı ortasındaki adamı 2 kişi tutarken arkadakini bomboş bıraktılar.

Futbolda adam paylaşımı diye bir tabir vardır. Boşta adam bırakılmaz. Hele ki ceza önünde asla bırakılamaz. Bırakıyorsan, halı saha da bile top oynayamazsın, takımlarına almazlar. Ama Galatasaray bunu hep yapıyor. Bunun da sebebi, hücum oyuncularından bozma defansla sahaya çıkması. Galatasaray'ın ne sağ beki, ne de sol beki defans yapmasını bilmiyor. Semih'de çok sıradan bir oyuncu olunca, çok ama çok basit goller yeniyor.

Hücum olarak da orta saha oyuncuları Melo dışında pas vermeyi bilmiyorlar. İnadına göbekte markajdaki oyunculara top atıyorlar ama rakip araya girip, topu kapıyor. Buna rağmen inadına aynı hücuma devam ediliyor.

Markajdaki oyuncular da hiç bir şekilde markajdan kurtulup, top almaya gitmiyorlar. Topla oynayan oyuncu yalnız kalıyor. İşin ilginci sağ bek ve sol bek oynayan oyuncuların defans yapmasını bilmeyen hücum oyuncuları ve hiç bir bindirme yapıp kanatlardan top istemiyorlar. Kanada açılanlara da Melo dışında top atan oyuncu yok. Kapanan takımların en zayıf tarafı kanatlardır, kanatları kullanmak zorundasın ki Galatasaray'ın golüd e kanattan geldi.

Galatasaray'ın bu eksilerini 10-15 yaş arası çocuklara öğretiyorlar ve 15 yaşından itibaren iyi uygulamaya başlıyorlar. 20'li 30'lu yaşlardaki oyuncular bunu uygulayamıyorsa, bu takımdan da hiç bir şey olmaz. Benzer sorunu milli takımda da yaşıyoruz.

Aynı grupta yer alan Dortmund, Arsenal'i 2-0 yendi. Galatasaray'ın bu grupta ilk 2'ye girmesi mucizeden öte bir şey. 3. olup, UEFA Avrupa Ligi'nde devam etmesi de başarı olacaktır.

Maalesef Türk futbolunun hali harap, gidişat daha da harap.

14 Eylül 2014 Pazar

Sırpların ABD ile Rus Ruleti (92 - 129)

Amerika basketbolda dünyanın uzak ara en iyi takımı. Dünya Şampiyonası'na bir çok yıldız oyuncusunu getirmese dahi yine de en büyük favori konumundaydı. Bunu oynadığı tüm maçlarda da rakiplerine fark atarak gösterdi.

Finaldeki rakibi ev sahibi ülke İspanya olacak zannederken sürpriz bir şekilde Fransaya elendi. Fransa da Sırbistan'a yarı finalde elenince ABD'nin rakibi oldular.

Finalin en büyük favorisi doğal olarak yine ABD idi. ABD, oldukça atletik oyunculardan oluşan bir takım. Özellikle hızlı hücumlarla rakibini sürklase ediyordu. Bu sebepten onları durdurmak için ilk yapılması gereken, oyunu iyice yavaşlatıp, biraz uyutmak. Sırplardan da bu bekleniyordu.

Maç başladı. Başladı başlamasına ama Sırplar 7'den 77'ye herkesi şaşırttı ki buna ABD'de dahil. Oyuna çok ama çok hızlı başlamışlardı. ABD'nin ekmeğine bir bakıma yağ sürmüşlerdi ama onların da bunu hiç beklememeleri yüzünden Sırbistan ilk dakikalarda farkı 8 sayıya çıkardı. Hızlı ve sert oyun ABD'li oyuncuları biraz kızdırdı. Şaşkınlıklarını hemen atlatıp, rakiplerinden daha çok koşmaya daha çok savaşmaya başladı. Bu tempoya alışık olmayan Sırbistan da nefes nefese kaldı, güçlerini kaybetti. ABD tempoyu arttırdıkça arttırdı. Dakikalar içinde farkı kapatıp, bir de fark atmaya başladı. Artık top dolaştırılmıyor, doğrudan potaya gidiliyordu.

ABD attıkça açıldı, açıldıkça da attı. Sırbistan da fazla geçmeden havlu attı. ABD'yi yavaşlatması gerekiyordu ancak artık ok yaydan çıkmıştı. Skor farkından sonra yavaş tempoda yenilmesi imkansız bir duruma gelmişti. Farka rağmen ABD durmadı. Oyuncular istedikleri şekilde oynuyorlar ve oldukça da zevk alıyorlardı.

Bugün Sırbistan'ın şaşırtma taktiği tutmadı, tutmadığı gibi de tarihi bir farkın yenmesine sebep oldu. Adeta Rus Ruleti oynadılar ve kaybettiler. Acı bir ölüm oldu onlar için. Ama daha 2. çeyrek başında şampiyonun belli olması maçın tadını kaçırmadığı gibi, bol sayı daha da bir güzelleştirdi oyunu.

Murat BB

4 Eylül 2014 Perşembe

Şeker sanmış ilacı

Sokakta oynayan çocuklar az önce şu şarkıyı söylüyorlardı:

Bir gün bir gün bir çocuk,
Eve de gelmiş kimse yok.
Açmış bakmış dolabı,
Şeker de sanmış ilacı.
Yemiş yemiş bitirmiş,
Akşama sancı başlamış.
Kıvrım kıvrım kıvranmış,
Yaptığından utanmış.

Bunca yıldır duyarım ama kafama yeni dank etti. Çocuk neden yaptığından utanıyor ki? Bilmeden yenmiş ilacın utanılacak hiç bir şeyi yok.

"Yaptığından utanmış yerine" en uygunu şarkı sözlerine bakarken gördüğüm şu cümle daha uygun olurdu:

Hastaneyi boylamış.