Bugün Kadıköy’de bir otomobilin kontrolden çıkarak otobüs durağına girmesi sonucu 3 kişi öldü, 2 kişi de yaralandı. 18 Mart 2010’da yani yaklaşık 3 hafta kadar önce de İzmir'in Çiğli ilçesinde bir otomobilin durakta bekleyen yolculara çarpması sonucu 2 kişi öldü, 3'ü ağır 6 kişi yaralandı.
Bunlar her gün meydana gelen onlarca trafik kazalarından sadece ikisi. Kadıköy’deki de, Çiğli’deki de aşırı süratten kaynaklanıyor. Biri kaygan ıslak yolda, diğeri başka bir araçla yarışırken. Peki suçlusu kim?
1- Bu kişilere gerekli testler uygulanmadan ehliyet verilmesini sağlayan kişi ve kanunlar.
2- Trafik polislerinin yetersiz denetimleri
3- Türk Ceza Kanunları’nın hiçbir caydırıcılığının olmaması.
Türkiye’de aşırı sürat sıradan bir olay. Oysa ki kanunlara göre suç sayılıyor. Ama cezası sadece 250 – 300 lira civarı. 15 gün içerisinde yatırırsanız, %25’te indirim uygulanıyor. Sadece bu kadar işte. Tek cezaları çerez parası. Yine aramızda rahatça direksiyon sallıyorlar.
Oysaki aşırı sürat cinayete teşebbüsten başka bir şey değildir. Hem kendi canlarını tehlikeye atıyorlar, hem de başkalarının. Hiçbir caydırıcı özelliği yok. Burada tüm Türk halkına (özellikle de milletvekillerine) sormak gerekiyor. Cezaları 1000 lira ve üzeri yapıp, ehliyetlerine 1-2 sene el konsa iyi mi olur kötü mü? Neden hiç kimse bir şeyler düşünmüyor ve bir şeyler yapmıyor?
Sonuç olarak Türkiye’de hayatımız Allah’a emanet. Bir ayağımız çukurda yaşayıp gidiyoruz.
Murat BB
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim...