30 Haziran 2011 Perşembe

KISA KISA: Çocuk gelinler

Önce haber:

http://dunya.milliyet.com.tr/turkiye-nin-utanci-dunya-basininda/dunya/dunyadetay/30.06.2011/1408679/default.htm?ref=sporx

Devlete oy kazandırmayacak bir sorun daha. Şimdiye kadar gelen her hükumet gibi bu hükumette buna ayıracak zaman bulamıyor. Yaptığı bir tek çalışma bile yok. Bir bakan görevlendiriyor. O bakanda dolaşıp, gazetelere beyan veriyor. Başka yapılan hiç bir şey yok. Kanunlara göre de suç ama şimdi bunun üzerine gidip, kim uğraşacak. Halk ne yapıyorsa yapsın, kimse bize dokunmasın havası var devlet görevlilerinde. Yani kısaca devlet yok, bir tek Allah var. Türkün her işi Allahlık

15 Haziran 2011 Çarşamba

Demokraside matematik

Önce Mustafa Mutlu'nun köşe yazısını yazayım, sonra da cevabımı yazayım:


Türk tipi demokrasinin matematiği: 27 bin 620, 36 bin 642’den büyüktür!

İstanbul 1. Bölge’den bağımsız milletvekili adayı olan Tuncay Özkan 32 bin 630...

İzmir 2. Bölge bağımsız adayı Erdal Avcı 36 bin 642...

Erzurum bağımsız adayı

Sebahattin Yılmaz 33 bin 308 oy aldı.

Ve hiçbiri seçilemedi.

BDP’nin bağımsız adaylarından Selahattin Demirtaş Hakkâri’de 31 bin 927, Adil Kurt 31 bin 756, Esat Canan 30 bin 977...

Iğdır adayı Pervin Buldan 31 bin 049...

Kars adayı Mülkiye Birtane ise 27 bin 620 oy aldı...

Ve hepsi seçildi!

***


Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hepsi eşit...

Seçim kanununa göre de; tüm seçmenlerin oyu aynı değerde!

İyi de o zaman bu nasıl matematik?

36 bin 642 oy olan bağımsız aday seçilemiyor, 27 bin 620 oy alan Meclis’e giriyor!

***


Sorum ilkokul ikinci sınıf matematik bilgisi olan herkese:

27 bin 620, 36 bin 642’den büyük mü?

“Elbette değil” diyorsanız, o zaman bütün vatandaşların oyu eşitse...

Neden İzmir’de 36 bin 642 oy alan aday milletvekili olamıyor da; kendisinden 9 bin 022 oy daha az alan Kars adayı, ceylan derili koltuğa kuruluveriyor?

Kastınız İzmir’eyse...

Erzurum’un Iğdır’dan farkı ne? 33 bin 308 Erzurumlu seçmenin oyu, neden 27 bin 620

Iğdırlı’nın oyundan daha değersiz sayılıyor?

***


Kimse laga luga yapmasın!

“Bölgenin, ilin temsili gereği” falan demesin...

Kimse, “demokrasiye özel bir matematik icat etmeye” kalkışmasın...

Sorum basit, yanıtını bilen varsa versin...

Yanıt bulunmuyorsa, o zaman bu garabet sona erdirilsin!

Yok; sona erdirilmiyorsa, o zaman kimse çıkıp da, “demokrasiden, oyların eşitliğinden, adaletten” falan söz etmesin!



CEVABIM:

1- Pisikolojik Tarafı
Bu yazı yazılırken BDP'ye karşı olan düşmanlık ağır basmış. Söz konusu CHP vb. partisi olsaydı bu yazı da hiç olmayacaktı.

2- Matematik Tarafı

HAKKARİ
Toplam Seçmen   : 134,633
Toplam Kullanılan Oy : 121,022
Milletvekili Sayısı : 3

IĞDIR
Toplam Seçmen   : 108.499
Toplam Kullanılan Oy : 82.282
Milletvekili Sayısı : 2

KARS
Toplam Seçmen   : 185.183
Toplam Kullanılan Oy : 146.663
Milletvekili Sayısı : 3


İZMİR 2. BÖLGE
Toplam Seçmen   : 1.477.543
Toplam Kullanılan Oy : 1.321.153
Milletvekili Sayısı : 13

ERZURUM
Toplam Seçmen   : 481,163
Toplam Kullanılan Oy : 414,805
Milletvekili Sayısı : 6

İSTANBUL 1. BÖLGE
Toplam Seçmen   : 3,373,219
Toplam Kullanılan Oy : 2,932,786
Milletvekili Sayısı : 30

Bölgelere bakacak olursak seçilenlerin bölgelerindeki seçmen sayısıyla, seçilemeyenlerin arasında dağlar kadar fark bulunmakta.108 bin seçmenin bulunduğu yerde seçilme oyu tabii ki düşük olacak. 108 bin seçmenden 30 bin oy almak mı başarıdır yoksa 1,5 milyon seçmenden 40 bin oy almak mı başarıdır?

Alınan oy oranlarını da vereyim:

KAZANAMAYANLAR

1- İstanbul 1. Bölge’den bağımsız milletvekili adayı olan Tuncay Özkan 32 bin 630
% 1.14

2- İzmir 2. Bölge bağımsız adayı Erdal Avcı 36 bin 642
% 2.84

3- Erzurum bağımsız adayı Sebahattin Yılmaz 33 bin 308
% 8,13

KAZANANLAR

1- Selahattin Demirtaş Hakkâri’de 31 bin 927
% 26.92

2- Adil Kurt 31 bin 756
% 26.78

3- Esat Canan 30 bin 977
% 26,12

4- Iğdır adayı Pervin Buldan 31 bin 049
% 31,48

5- Kars adayı Mülkiye Birtane ise 27 bin 620
% 19.24

Bu oranlarda çok net gösteriyor ki aralarında dağlar kadar fark var. Her 100 kişinin 2'si - 8'inin güvendiği kişiler mi başarılı sayılmalıdır yoksa 20'si - 30'u mu?

Bu verilerden de açıkça görülmelidir ki, aldığın oy sayısı değil oy oranı önemlidir. Kazananlar Türkiye geneline göre değil, bölgelerin kendi geneline göre hesaplanmaktadır.

Yazarın istediği sistemde oy oranı değil, sayısı hesaplanmalıdır. Böyle durumda bazı illeri temsil edecek milletvekili çıkamayabilir. Toplamda 550 milletvekili seçilmektedir. Aldığı oylara göre yaparsak 100 bin nufuslu ilçede milletvekili çıkaramazsın. Milletvekillerinin yarısından çoğu devamlı göç almakta olan İzmir, İstanbul ve Ankara'dan çıkar. Bu da hiç adil değildir. Her ilçenin en az 1 milletvekili de olsa temsil edilme hakkı olmalıdır.

Son olarak diyorum ki; daha adil bir yöntem biliyorsanız açıklayın, bilmiyorsanız ebediyen susun

2 Haziran 2011 Perşembe

Aşk olsun OECD! imişmiş

Önce bir yazarın şu yazısını okuyun, ardından ben de bir yorum yapacağım:


Aşk olsun OECD!


İktidar sahiplerinden yıllardır “ekonominin ne kadar iyiye gittiğini”, “refahın ve yaşam kalitesinin ne kadar arttığını” dinleyip duruyoruz…


Seçim dönemine girdik ya; şu önümüzdeki iki ayda daha çooook dinleyeceğiz!


Peki; gerçek böyle mi?


***


Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), “Bir Bakışta Toplum” başlıklı bir rapor yayınlamış…


OECD’nin otuz ülkesini kapsayan bu raporunda Türkiye ile ilgili şu saptamalar yer almış:


- En yüksek gelir eşitsizliğine sahip ülkeler Şili, Meksika ve Türkiye…


- En düşük istihdam oranına sahip ülke; Türkiye…


- İşsizlikte ikinci ülke; Türkiye…


- Yoksullukta üçüncü ülke; Türkiye…


- Çocuk eğitimine devlet kaynaklarından en az parayı harcayan ülke; Türkiye…


- Kadınların doğurganlık oranının en yüksek olduğu ülke; Türkiye…


- Bebek ölümlerinde birinci ülke; Türkiye…


- İnsanlarının en kısa ömürlü oldukları ülke; Türkiye…


***


Bu araştırmayı yapan kuruluş, CHP ya da MHP için çalışan araştırma şirketleri değil; OECD!


Bu yüzden Başbakan bu raporun doğru olmadığını, verilerin çarpıtıldığını söyleyemez…


Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı, yalanlayamaz…


Peki ne yaparlar?


Sadece görmezden gelirler…


Saklarlar, yok sayarlar!


Çünkü her şey tabak gibi ortada… Bu sözlerin üstüne söz söylenmez!


“Enflasyon düştü, paradan altı sıfır atıldı, büyümede rekor üzerine rekor kırıyoruz…”


Da…


Yukarıdaki veriler ne?


Bu yoksulluğu, sefaleti, ayıbı kime, nasıl anlatacağız?


***


Aşk olsun sana OECD!


Tam da seçimlere 50 küsur gün kala… Yapılacak iş miydi bu raporu yayınlamak!


Mustafa Mutlu



Sizce bu karşılaştırma doğru olmuş mu?.

Bir ülkeye yön verenlerin başında yazarlarda gelir. Yazdıklarıyla milyonlarca insanın fikrini çelebilirler. Türkiye'ye ye baktığımızda bunu yapabilen pek yazar göremiyorum. Sebeplerin en başında da insanların pek itimat etmemesinden kaynaklanıyor.

Bu yazar da toplumu peşinden koşturabilecek kadar bilgili bir kişi olmadığını okuduğunuz yazısıyla ispatlamış oldu. Peki nedir bu bilgisizliği?

Şöyle bir paragraf yazmış:

"İktidar sahiplerinden yıllardır “ekonominin ne kadar iyiye gittiğini”, “refahın ve yaşam kalitesinin ne kadar arttığını” dinleyip duruyoruz... "


Bu paragraftan anlaşılması gereken şey "Türkiye tamamen refaha kavuştu, biz dünyanın en iyi ülkelerinden biriyiz" sözü değildir. Yazarda neredeyse Türkiye neden 1 numarada değil diyecek kadar ileri gitmiş.

Burada "iyiye gidiyor" ve "arttı" kelimeleri kullanılmış. Bu kelimeler geçtiğine göre başka ülkelerle karşılaştırmayacaksın; bunu önceki yıllardaki Türkiye ile karşılaştıracaksın. Biz dünyanın en iyi ekonomisine sahip ülkelerden biriyiz demiş olsaydı AKP, o zaman bu karşılaştırma doğruydu. Denmediği için bu tamamen geçersiz bir savdır.


Karşılaştırma 30 ülke ile sınırlı. Bu ülkeler hangileri yazmamış. Büyük ihtimalle ekonominin en büyük 30 ülkesidir. 200 küsur devlet arasından ilk 30'a girmek bile başarıdır diye AKP savunma yapabilir. Ve devam eder:

Eskiden derecelerimiz 100'lerde iken biz 30 lara indirdik. Hedefimiz olan 2023 yılında Türkiye ilk 30 ülke değil, ilk 10 hatta ilk 8 ülke ile karşılaştırılacaktır.

GELELİM DİĞER GERÇEKLERE

AKP'nin savunucusu değilim. AKP'yi eleştirenlerin abşında bile gelebilirim. Ama ben akılcılığa ve mantığa bakarım. Okuduğunuz yazıdaki gibi mantıksız eleştirileri kınarım. AKP'nin açığını yakalamak uğruna her taraftan vurmaya çalışan bu tür mantıktan ve akıldan uzak insanlar, Recep Tayyip Erdoğan'ın ustaca hazırlanmış konuşmalarıyla al aşağı edilmektedir. Bu yazarların alaşağı edilmesi AKP'ye inanılmaz oylar kazandırmaktadır. Birilerinin bu düşüncesiz yazarları susturması gerekir yoksa AKP'yi koltuktan indirmek imkansız olacak.