17 Mart 2014 Pazartesi

Bir ülkeyi yöneterek milyarder olmak

Bu yazımda bir ülkenin nasıl yönetileceğine dair bir kaç önemli konuya değineceğim. Ekonomi için ve yöneticinin ülkedeki geleceği için çok basit bir kaç yöntem var. Bu basit yöntemin içinde de çok kısa süre içerisinde de milyarder olmanın yolunu da bulacaksınız. Bunun için biraz karakterin el verecek ve de ticari amaçlarla yaptığını belli edeceksin. İşte bu yöntemler:

Banka
Banka olmazsa olmazdır. İzleyeceğiniz yolun merkezini oluşturacaktır ve ilk ele alınması gereken konudur. Çevrenizdeki zengin bir işadamına, ya da işadamlarına özel bir banka kurdurmalısınız. Çok ortaklı bir banka kurulacaksa, bunun başına kendiniz geçerek, hem hisse sahibi olursunuz hem de yöneticilik yaparak işleri kendiniz idare edersiniz. Tüm yakınlarınızı bu bankaya yönlendirerek, bütün işlerini bu bankayla yapmalarını sağlarsınız. Bu sayede bankayı para havuzu olarak kullanırsınız.

Eğitim
Gelişimde geri kalmış ülkelerde, son derece ileri seviyede öğretim kurumları açacaksınız. Bu eğitim kurumları paralı eğitim verecek ve hedef kitle o ülkenin ileri gelen kişilerin çocukları ile üstün zekalı kişiler olacak. Karlılık önemsenmeyecek. Ama yine de karlılığı yüksek olur. Bu sayede ülkenin ileri gelenleriyle yakınlaşmanız ve samimiyetiniz olur. Artık ülkenin tüm kapıları kendinize açılmış durumdadır. O ülkede yatırım yapmak isteyen Türk iş adamları da öncelikli konumdadır. Onlara her türlü kolaylık sağlanacaktır. Yatırımın finansmanını da kendi kurdurduğunuz bankadan, düşük faizlerle yapacaksınız. Gerekli malzemeler için de çevrenizde o dalda çalışan kişileri kullanıp, çok düşük ücretten teminini sağlatacaksınız. Bu şirket hem Türkiye bütçesine hem de kendi bütçenize faydalı olacaktır. Emeğinizin karşılığı olarak size de şirketin karından pay verilebilir.

Okuldan yetişen çocuklara da Türk kültürünü aşılayacaksın. Büyüyüp, ülkenin önemli insanları olduklarında, Türkiye'ye çok büyük sempati duyduklarından, her türlü desteklerini sağlamış olursunuz.

Özelleştirme
Özelleştirmelerle devlete sıcak para kazandırabilirsiniz. Devlete ait işletmeler ya zarar ediyor ya da olması gerekenin çok çok altında kar ediyor. Özelleştirmelerde sizi destekleyen iş adamlarına kıyak geçeceksiniz. İhaleye çevrenizden sadece 1 oluşumu sokacaksınız. Sizi destekleyen diğerlerinin girmesine izin vermeyeceksiniz. Herkesin verdiğinin en yüksek fiyatı vermesini isteyeceksiniz.

Devletin çok büyük maddi kazanımları olacaktır. Zarar eden işletmelerden kurtulacaksın. Kar eden şirketler de elden çıkacak ama vergiler sayesinde iş yapmadan kasaya para girecek. Unutulmamalı ki devlet her işletmenin karının yaklaşık %50'sini vergi olarak alıyor. Bir bakıma şirketlerin yarısına ortak denebilir.

Bu oluşuma da her türlü desteği verirsiniz.En başta bankanızdan düşük kredi sağlarsınız. Diğer kişilerin tüm işlerini buradan yapmalarını istersiniz. Buradan mutlak size de bir pay düşer.

İhale
İhalelere de sadece 1 firmanın girmesini sağlarsınız. Önceden özelleştirme veya ihale kazananları tekrardan sokmazsınız. Çevrenizdeki herkes nemalanmalı. İhalede en düşük teklifi sizin firmanıza verdirirsiniz. Özelleştirme gibi burada da devlet kar edebileceği gibi zarar da edebilir.

İhaleyi alan firmanıza bankanızdan düşük faizli kredi verirsiniz. Gerekli olan malzemeleri de yine size bağlı şirketlerden çok düşük fiyata karşılarsınız. İşlerde aksama olmamasına dikkat edersiniz, sorun çıktığında heekes tek bir yumruk olup, kolay atlatılmasını sağlarsınız. Bu sayede işler zamanından önce ve zahmetsiz biteceğinden halkın sempatisini toplarsınız.

Emeklilik yaşı
Emeklilik yaşı gelişmiş ülkelerde 65 yaş civarındadır. Eğer ülkende emeklilik yaşı 65 yaş altındaysa, 65 yaşa çıkarmak demek, her yıl devlet kasasına milyarlarca lira girmesi demektir. Bunu ülkeye büyük yatırımlar yaptıktan sonra uygulamaya koyacaksın. Halk bunu çok olumsuz karşılayacaktır ama ülkene yaptıkların sayesinde az hasarla atlatacaksın. Bu kazanacağın milyar dolarlarla büyük işler yapabilir, kaybettiğin güveni fazlasıyla geri kazanırsın.

Yollar ve köprüler
Yollar ve köprüler yapılırken kasadan çok para çıkar ama geçişi parayla yapacağınızdan 5-6 sene içerisinde giderini çıkarır ve kar etmeye başlar. Bu karla da yeni yeni yollar yapar, halkın gözünü iyice boyamış olursunuz.

Üretim
Dış ülkelerden temin edilenleri kendi ülkemizde üretebilirsek çok büyük karlar elde edilir. Bunun için çeşitli teşviklerle halk desteklenir. Kısa vadede devletin kasasından para çıkacak olsa da, uzun vadede çok büyük getirisi olacaktır.

Bunları uygulayabilmek herkesin harcı değildir. Küçük yaşta hayata atılmak, ticaretten ve insanlardan çok iyi anlamak gibi özellikler gerekiyor. Trilyon euronun döndüğü sektörün yönetimi elinizde oluyor. Sizin de kazancınız milyon değil, milyar eurolar oluyor. Bu paranın bir kısmı para bir kısmı da mal mülk. Dikkat edilmesi gereken bazı şeyler de var:

Varlıklarınızdan hiç kimse haberdar olmamalı. Çünkü rüşvetle suçlanıp, yargılanıp, hapse atılma ihtimaliniz çok yüksek. Kendi veya yakınlarınız adına, başkalarının ulaşabileceği banka hesapları açmayın, mülk yapmayın. Para için İsviçre bankalarını kullanabilirsiniz ama çok güvendiğiniz ve size ulaşamayacakları başka biri adına olması şart. Paraları evinizde saklamanız da tehlikeli. En iyisi kimsenin bilmediği, yoğun güvenlikli evde, kasalarda saklamanız.

Bahsettiğim bu yöntemlerden bazıları, belediye başkanları tarafından da uygulanabilir.

5 Mart 2014 Çarşamba

Paralel Devlet'in iç yüzü

17 Aralık'ta bakan çocuklarına yapılan baskın sonrası Recep Tayyip Erdoğan tarafından Paralel Devlet lafı ortaya atıldı. Yani devletin içinde, devletten ayrı bir güç vardı. O kadar dillendirilen bir söz oldu ki, haksızlığa uğradığını söyleyen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım bile kendisine paralel devletin operasyon yaptığını söylemeye başladı.

Biz gelelim başbakanın her konuşmasında devamlı sözünü ettiği paralel devlete. Bu paralel devlet nedir, nasıl doğmuştur?

Liderliğe giden yol

Bunun için çok eski yıllara gitmemiz gerekiyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan politika hayatına çok genç yaşlarda başladı. Küçüklüğü Kasımpaşa'da, orta ve alt tabaka insanların yaşadığı semte geçti. Burada limonata ve gevrek satarak daha o yaşlarda hayatı çok iyi tanıdı. Bu ona inatçılık ve savaşma ruhu verdi. Okuduğu okul sayesinde de (Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu - Günümüzde Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi oldu) politikanın içinde yer aldı. Gençlik kolu başkanlıkları yaptı.

Refah Partisi zamanları

Asıl atılımı Refah Partisi'nde yaptı. Refah Partisi Başkanı Necmettin Erbakan'dı. Ama partide 1. kişi Fettullah Gülen'di. Bu iki kişinin takdirini ve bu sayede de desteğini aldı.Onlar sayesinde önemli görevlere getirildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterdiler ve seçilmesini de sağladılar.

Yenilikçi değişimciler

Defalarca kapatılan parti, yeni isimlerle tekrardan kuruldu. Fazilet Partisi'nin, Anayasa Mahkemesi tarafından daimi kapatılmasının ardından, bağımsız kalan milletvekilleri, yeni parti kurma çalışmalarını "gelenekçiler" ve "yenilikçiler" olarak adlandırılan iki kanattan sürdürdü. "Millî Görüş'çü" olarak adlandırılan kanat, Recai Kutan'ın genel başkanlığında 20 Temmuz 2001'de Saadet Partisi'ni kurarken, "değişimci" kanat da, Tayyip Erdoğan liderliğinde 14 Ağustos 2001'de, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kurdu ve Tayyip Erdoğan, parti genel başkanlığına seçildi.

Milli Görüş'ün pek tutulmadığı ülkemizde, değişimci olarak yola çıkmak daha sempatik geliyordu. Erdoğan'ın liderliğinde ama Fettullah Gülen'in yönetiminde seçimlere giren parti, ülke ekonomisinin bir türlü düzeltilememesi sebebiyle 'artık yeter, bir de bunları deneyelim' düşüncesiyle büyük bir oy oranını yakaladı.

Başbakanlık'a geçiş

Artık Erdoğan'ın yolu açılmıştı. Siyasi yasağını kaldırılana kadar başbakanlığı Abdullah Gül'e emanet edildi ve sonrasında kendisi başbakan oldu. Aslında başbakandan çok ülke üzerinde sözü geçen kişi Gülen'di. Yılların deneyimi ve tüm dünya üzerindeki güçleri sayesinde AKP gücüne güç kattı. Tabi halk bu başarılarda göz önünde bulunan kişi olan Erdoğan'a pay çıkardı. Erdoğan zamanla etkinliğini arttırdı.

Zamanla boynuz kulağı geçecekti. Gülen'le aralarındaki fikir ayrılıklarında kayıtsız kalıp, sözünü dinleme zamanı bitmeye başladı. Bunu gören Gülen, AKP'nin açıklarını yakalayıp, avucundan kaçırmamak için, Erdoğan'a yaptırdığı atamalarda kendine bağlı olanlara görev verdi. AKP'nin açıklarını yakalayıp, bunu koz olarak kullanacaktı. Bu sayede ellerine AKP'nin ipini çekebilecek bir çok belge ve bilgi geçti.

Dananın kuyruğu koptu

Ve en son dershane meselesinden dolayı Erdoğan'ın sabrı kalmadı, restini çekti. Artık Erdoğan, çok sevdiği hocasıyla düşman olmuştu. Gülen de hemen kendi adamlarını devreye soktu ve ellerinde bulunan bazı delilleri gözler önüne serdi. Bu bir uyarıydı. Asıl deliller hala saklıydı. Bu olaylardan sonra başbakan ani tepki verip, hemen hemen tüm görevlilerin yerini değiştirdi ve yerlerine kendi güvendiği kişileri atadı.

Erdoğan, kendi elleriyle göreve getirdiği kişilerce vurulmuştu. Bu kişilere Paralel Devlet sözünü yakıştırdı ve herkese böyle lanse etti. Tüm olumsuz işleri de onlara yükleyip, kendini aklama yoluna gitti.