28 Mayıs 2014 Çarşamba

Hayatta bunlar da yaşanabiliyor

En çok golü atan oyuncu ülkesinin en iyi takımına transfer olacaktı. İki oyuncu da birer gol atmayı başarmıştı. Albert kaleciyi geçti, topu boş kaleye atmak yerine pas verdi. Gol takım arkadaşının olmuştu. Arkadaşı ‘Neden?’ diye sorduğunda, ‘Çünkü sen benden iyisin’ diye cevapladı.

İnsanı hüzünlendiren, duygulandıran bir hikaye… Böylesi sadece hikaye kitaplarında yazar.

Daha sonra futbolu bırakan ve bir süre işsiz kalan Albert, yine de iyi bir evde oturuyor ve pahalı bir arabaya biniyor. Peki bu nasıl oluyor?

Olay Portekiz’in 18 yaş altı takımında yaşanıyor. Transferi yapacak kulüp ise Sporting Lizbon. Transfer olan oyuncuyu çıkarabildiniz mi?

Çıkaramadıysanız devam edeyim. Çok kısa bir süre sonra oynanan bir karşılaşmada dikkatleri çekiyor ve dünyanın en iyi takımlarından birine transfer oluyor.

Hala çıkaramayan varsa takımın ismini söyleyeyim: Manchester United.

Artık hemen hemen herkes anlamıştır kimden bahsettiğimizi. Şu anda Real Madrid takımında oynuyor dünyanın en iyi birkaç futbolcusundan biri olan Ronaldo.

Albert Fantrau’ya sormuşlar ‘İşsizken bunları nasıl aldın?’ diye. O da ‘Bunların hepsi Ronaldo’dan.’ cevabını vermiş.


Ronaldo yıllar geçse de arkadaşını hiç unutmamış. Aç ve açıkta bırakmamış, hep yanında olmuş. Dünya Albert’i ve bu hikâyesini, Şampiyonlar Ligi finalinde Ronaldo’yla kucaklaşmasıyla öğrendi. 

27 Mayıs 2014 Salı

KISA KISA (Sen dalga mı geçiyorsun?)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan diyor ki:
'Efendim işte Merkez Bankası'na müdahaledir bu.' Niye müdahale olsun? Ben, bu ülkenin Başbakanı isem kanaatimi düşüncemi, söyleyeceğim. 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yukarıdaki sözünde kastettiği o düşünceleri:
“Sen dalga mı geçiyorsun? Yükseltirken 5 puan birden yükseltiyorsun, şimdi geliyorsun yarım puan indiriyorsun. Yarım puan indirmekle ne yapmak istiyorsun. Olmaz böyle bir şey... O da bu noktada kendisine çeki düzen vermesi lazım. Temenni ederim ki kısa zamanda çeki düzen verirler.”
Asıl, buna müdahale değil, sadece fikirlerim diyen başbakan BİZİMLE DALGA GEÇİYOR.

Başbakan delili olmadan suçlama yapabilir mi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sokakta çıkan polislere molotof atılan ve bir kişinin ölmesine sebep olan olayların sorumlusu olarak Fettullah Gülen’i işaret etti.

İstanbul’da çıkan olaylarda göstericiler Molotof kokteyli ile polise saldırmış ve polis de göstericileri dağıtmak için havaya ateş etmişti. Tahminen bulutlardan seken kurşun, olayla hiçbir ilgisi olmayan bir vatandaşın başına isabet ederek, ölümüne olmuştu. Bu vahim durumdan sonra başbakan en çok eleştiriyi alan kişi konumuna düşmüştü.

Erdoğan’ı seven kesim, bu tepkilere anlam verememiş ve suçlanmasına şaşırmıştı. Düşünmedikleri şey başbakanın polisin kullandığı aşırı güce sesini hiçbir şekilde çıkarmaması ve üstelik övüp, ödül vermesiydi. Bundan güç alan polis şiddeti her geçen gün artırmaya başlamıştı. Bir bakıma başbakanın tavırları, suça teşvik oluyordu.

Halkın bir kısmı Başbakan’ı sorumlu tuttu, Başbakan’da topu Fetullah Gülen’e attı. Attı atmasına ama elinde hiçbir delil yoktu. Birkaç sene öncesine kadar doğu olsun, İstanbul olsun, Molotof kokteyli atmak alışılmış bir durumdu. Erdoğan, Kürtlerle barış antlaşması imzalayınca bu olaylar sona ermişti ama yine de ufak tefek olaylar devam ediyordu. Örneğin birçok kişi kaçırıldı doğuda. Adam kaçırmak devam ediyorsa, pekâlâ molotofun sorumlusu da bu konuda eski sabıkalı kişiler olma ihtimali çok yüksek.

PKK sempatizanlarının çıkardığı bir olaysa bu, barış sürecine zararı dokunabilir. Böyle bir şeyin olmasını Erdoğan kesinlikle istemez. Burada bir taşta 2 hatta 3 kuş vurma durumu oluyor. Suçu Gülen’e atarsan, hem barış süreci zarar görmeyecek, hem Erdoğan eleştirilerin bir kısmından kurtulacak hem de düşmanı Gülen’e saygınlık daha da azalacaktı. Çamur at, izi kalsın misali.

Bir başbakanın elinde deliller olmadan konuşması, yukarıda yazılan teorileri düşündürtüyor insana. Bu sebepten dolayı da Erdoğan’ın böyle açıklamalar yapmaması ve yapacağı her konuşmayı da delillerle desteklemesi gerekmektedir.


Topluma hitap eden biriyseniz mutlaka delillerle konuşun, fikirlerinizi gerçekmiş gibi lanse etmeyin.