26 Haziran 2012 Salı
Suriye, kurallar ve çuvaldız
Son 1 haftadır devamlı konuşulan konu, Suriye'nin Türk keşif uçağımızı düşürmesi. Bu konu hakkında yüzlerce yazı yazıldı. Bir tek yazmayan ben kalmıştım, bensiz de düğün olamazdı. Ben de çuvaldızı aldım elime ve batırdım kendimize...
Çevremdekiler çok kuralcı olduğumu söylerler. Ben de kuralların insan hayatının olmazsa olmazı olduğunu ve kuralsız yaşanmayacağını anlatırım ama kendimi pek dinletebildiğimi sanmıyorum. Hayatımızın her anı kurallar çerçevesinde gelişir her ne kadar biz farkında olmasakta. Uçağımızın düşürülmesi de işte bu konu içerisine girmektedir.
Keşif uçağımız olağan uçuşunu yaparken Suriye hava sahasına giriyor ve düşürülüyor. Burada bir kural/kanun ihlali durumu var. Türkiye Cumhuriyeti olarak bir kuralı çiğnedik. Peki ama neden çiğnedik? Sadece 2 şıkkı var bu sorunun.
1- Pilotlarımız, Suriye hava sahasına girdiklerinin farkında değillerdi.
2- Suriye hava sahası içine gidiklerini biliyorlar ama sorun olmayacağını düşünüyorlardı.
1. seçenek
Pilotlarımız Suriye hava sahasına girdiklerini farketmemişlerse bu iyi eğitim almadıklarını gösterir. Bir uçak kullanıyorsan, her zaman tetikte olmalısın. Nerede uçtuğunu ve güzergahının da neresi olduğunu çok iyi bilmelisin. Ne kafana göre uçabilirsin ne de gözün kapalı. Uçuş güzergahı sadece pilotlara da bırakılmamıştır. Yer ekibi de uçağı denetliyor ve gerekli ikazları yapıyor. Devamlı bir telsiz bağlantısı var. Pilotlar farketmese dahi önceden yer ekibi tarafından ikaz edilip, Suriye hava sahasına yakın olduğu iletilebilir ve dikkatli olmaları konusunda uyarılabilirdi. Pilotlar da dikkatini uçuş güzergahlarına yöneltirler, Suriye hava sahasına girmekten kaçınabilirdi. Bana göre farkında olmamaları imkansız gibi bir şey.
2. seçenek
2. seçenek gerçekleşmişse ordu üst kademelerince hata yapılmış demektir. O bölge çok ama çok hassas olan bir bölge. Daha bir kaç gün önce Suriye o bölgeden devlet karşıtı gruplara destek verildiğini açıklamıştı. Bu da Suriye için o bölgeyi savaşın en önemli noktası haline getiriyor. Savaş bölgesine girmek, mayın tarlasına girmeye benzer. Dikkatli olmazsan mutlaka bir mayına basarsın. Ordumuzun da bunun farkında olması ve önlemini alması gerekirdi. Bu konu hakkında da herkes bilgilendirilmeli, dikkat edilmesi gereken hususlar anlatılmalıydı. Fakat bunun yapmadığını görüyoruz. Pilotlarımız Suriye hava sahasına girmekte herhangi bir sorun görmemişlerdi.
Hava sahası ihlalleri ile ilgili bazı açıklamalar da geldi. Türkiye hava sahası başka ülke uçaklarınca 114 kere ihlal edilmiş. Bu ihlallerde hiçbir uçak düşürülmemiş. Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi bazı kurallar konuyor ama hiç bir ülke uygulamıyor. Eğer kurallar konmuşsa bu uygulanmalıdır. Uygulanmazsa Türkiye'nin yaşadığı sorunlar yaşanabilir, hatta bu dünya savaşına kadar gidebilir. Her ne kadar sınır ihlalleri sıradan olarak görülse de savaşta olan bir ülkeyi aynı kefeye koymamak gerekir.
Uçakların manevraları çok zaman alır!
Severek dinlediğim bir yorumcu da CNNTurk'te uçağımızın neden 5 dakika sonra Suriye sınırından çıkabildiğine açıklık getirdi. Ses hızında giden bu tür araçların manevraları çok uzun zamanlar alıyormuş. Bu beni çok şaşırtan bir açıklama oldu. Savaş uçakları yüksek manevra kabiliyetlerine sahiptir. Manevralarda dakikalarla değil, saniyelerle yapılır. Çünkü mermilerle ve füzelerle boy ölçüşüyorsundur. Anlık yön değiştirmeler yapmalısın ki, hayatta kalma olasılığın artsın. Sanırım yorumcu ağır tonajlı yük gemileriyle karıştırdı savaş uçağını.
Uludere'yle olan benzerlik
Bana göre bu olayla geçen aylarda Türk savaş uçağının PKK'lı diye vurduğu kaçakçılar arasında hiç bir fark yok. Türk uçağı olduğunu nasıl anlamazlar diye eleştiriyoruz ama her gün onlarca kaçaçakçının kullandığı yoldaki grubun PKK'lı olmadığını anlamıyoruz. Bizim ordumuz yapınca hata ama başkaları benzer olayı yapınca kasıtlı demek hoş olmuyor. Sen Suriye'nin hata yapacağına inanmazsan, senin de hata yaptığına inanmazlar. Bir başka deyişle sen hata yapabilirsin ama Suriye yapamaz. Olmaz böyle şey.
Benim fikrimce de eğer Suriye bu dolaylarda çok hassas ise önceden hassasiyetini Türkiye'ye bildirmeliydi. Sınır aşımında ise önce uyarı ateşi açılıp, ne kadar ciddi olduğunu karşı tarafa gösterir, bu sayede de bir daha sınırlarına hiç bir uçak yanaşamazdı. Bir olay yaşandı ve eminim ki bunu yapan bazı cahil Suriye askeriydi. Galyana gelip, uçağı düşürdüler fakat en üst kademelerince de zannederim ki fırçayı yediler.
Sonuç olarak; biz önce kendimize çuvaldızı batıralım. Kendi hatamızı görelim ve sorunlara hemen çare bulalım. Biz sorunsuz olursak, kanunları/kuralları çiğnemezsek, kendimize el kaldırmalarını geçtik, bunu akıllarına dahi getiremezler. Eğer her olayda yağ gibi üste çıkmaya çalışırsak, herkesi kendimize düşman ederiz. Hatalarımızı kabul edelim, sonra da karşımızdakinin hatalarını yüzlerine vuralım, abartıp, sağa sola saldırmayalım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim...